FESTİVALE GELEN GRUPLAR MABBAS RÖPORTAJI RADAR LIVE GÜNLÜĞÜ
<$BlogDPazar, Mayıs 13, 2007 <$BlogI
Yıllardan 1968; Orta Amerika’nın kırmızı toprak çöllerindeki bir kasabada sıkıntıdan patlamak üzere olan bünyem yapacak başka bir şey olmadığı için radyoyu açıyor. Radyoda o dönemin popüler grupları çalıyor; The Rolling Stones‘tan, The Beatles’a; ordan da The Beack Boys’a, türlü türlü şarkılar.. Çalan rock ‘n roll parçaları eşliğinde; odamda bir rock star edasıyla oradan buraya koşuşturuyorum ve o gün rock ‘n roll yıldızı olmaya karar veriyorum. İşte o anda işe gitmek üzere beklediğim metronun geldiğini görüp uyanıyorum rüyamdan. Sonradan fark ediyorum ki bana tüm bunları yaşatan mp3 çalarımdan kulağıma dolan Wilco’ nun en önemli albümü “Being There”.

Çıktığı yıl olan 1996’da Rolling Stone dergisi tarafından yılın en iyi altıncı kaydı seçilen Being There albümü; Uncle Tupelo grubunu dağıttıktan sonra Wilco’yu kuran Jeff Tweedy’nin en mühim işlerinden. Toplamda 19 şarkıyı bünyesinde barındıran bu iki disklik albümde sizleri de benim gibi 60’ların sonlarına, 70’lerin başına götürecek şahane şarkılar var. Rock’tan pop’a, country’den folk’a; yer yer yumuşak banjo ve piyanonun liderliğinde ilerleyen şarkılar, yer yer ise sert gitar tonları ve davul ritimleriyle haykıran şarkılar. Türü ne olursa olsun her rock müzik dinleyicisinin arşivinde bulunması gereken bir kayıt.

Wilco elemanları eminiz ki üretilen tüm müzikleri dinlemiyor ama çok fazla şey dinledikleri aşikar. İşte tam da bu sebeple; albümü dinlerken favori klasik rock şarkılarının Wilco tarafından coverlanmış hali gibi hissedeceksiniz duyduklarınızı. Grubun A.M. debutu sonrasında çıkardığı bu albüm; tüm Wilco’yu özetler nitelikte duruyor. Folkun olmazsa olması banjoyu kullanmasının bir sebebi var Jeff Tweedy’nin; sırrı çözmüş; rock ‘n roll; country’nin hüznününde uçmak için icat edilmiş; samimi birkaç dakika eğlence teklif etmek için. Umutsuz gece yarısı balladları, bulaşıcı pop-rock tonları ve albüm çıktığında doğan Jeff’in oğlu Spencer’a atanmış susam sokağı şarkıları.

Albüm “Misunderstood” ile yumuşak bir giriş yapıyor; bize Beck’i dinlediğimizi düşündürebilecek bir şarkıyla.. Bu sizi saran bir çığlık değil; burada çarpıcı bir gitar ve delinmiş bir davul var, ve daha bir çok rastgele ses daha. Ve hepsi bir yere çıkıyor; “Neyse ne; fark etmez”. “Monday” ise The Rolling Stones’u hatırlatıyor; tıpkı ilk diskin son şarkısı “Say You Miss Me” gibi; ama biri duygusal tarafını, diğeri ise eğlenceli tarafını. The Beach Boys’u andıran “Outtasite(Outta Mind)” albümün en güzel şarkılarından sadece biri. Yumuşak bir gitar ve aldatıcı bir piyano çizgisi var ikinci diskin açılış parçası “Sunken Dreams” te; sözleri ise Jeff Tweedy’nin rock ‘n roll aşkını gözler önüne seriyor; “Music is my savior/ I was named by rock & roll/ I was maimed by rock & roll/ I was tamed by rock & roll/ I got my name from rock & roll”. “Someone Else’s Song” da ise Bob Dylan tarzı; kendi söyleyip kendi çalıyor gitarını Jeff Tweedy. Kapanışı ise The Beatles’ın önünde saygıyla eğiliyor ve John Lennon’ un bağırışlarıyla yapıyor; “Dreamer In My Dreams”. Ardından da bu iki disklik kaydı bitiren cümle geliyor; “That’s It”; Ve evet “Budur”.

Esen kalın.
Pedro
"WILCO - BEING THERE"© 2007 'Alternation' All Rights Reserved
Comments: Yorum GönderogI


This page is powered by Blogger. Isn't yours?